Piyasaların gözü ekonomi politikalarında

Yeni ekonomi yönetimi belli oldu. Bundan sonra piyasaların gözü Mehmet Şimşek ve ekonomi kurmaylarının politikalarında olacak.

Kabinenin netlik kazanması sonrası iç piyasalar ileriye yönelik bir projeksiyon yapma imkânına kavuşacak. Gerek iç gerekse dış piyasalar seçim sonrası oluşacak yeni tabloya bir kredi tanımış durumda.

Borsa İstanbul, geçtiğimiz hafta seçim gibi önemli bir belirsizliğin geride kalmasının ardından yeni kabine ve ekonomi politikalarına ilişkin beklentilerle yükselişini sürdürmüştü. Başta Hazine ve Maliye Bakanlığı olmak üzere ekonomi yönetimindeki yeni isimlerin kimler olacağı merak konusuydu. Şimdi kabine belli oldu. Gözler mevcut ekonomi politikasında bir değişiklik olup olmayacağında. Artık buradaki gerçekleşmeleri görmek gerekecek. Ortodoks politikalara dönüş ve Mehmet Şimşek ismi bu noktada oldukça önemli. Geçtiğimiz hafta bu yönde beklentilerin bir kısmı fiyatlanmıştı. Yeni kabinenin belli olması ile ‘Beklentiler bitti’ diye kısmen kâr satışları görebiliriz. Ayrıca yeni kabinenin netlik kazanması sonrası iç piyasalar ileriye yönelik bir projeksiyon yapma imkânına da kavuşmuş oldu.

Diğer yandan sermaye piyasaları seçim sonrası olumlu tepki verirken para piyasaları bu sürece katılmadı ve kurlar yükselişini sürdürdü. Gerek iç gerekse dış piyasalar seçim sonrası oluşacak yeni tabloya bir kredi tanımış görünüyor. Türkiye’nin 5 yıllık risk primi (CDS) 14 Mayıs seçim sonrasından bu yana ilk defa dün 600 seviyesinin altına geriledi. 10 yıllık Eurobond faizi gevşeyerek yüzde 9.20 seviyelerine çekildi. Borsa İstanbul’un seçim sürecinde baskı altında kalması ve primsiz görünümü, fiyat kazanç oranları gibi bilanço değerleme kriterlerine göre halen düşük seviyelerde (iskontolu) seyretmesi yükselişi destekleyen parametreler. Hisse seçiminde fiyat kazanç oranının düşük olmasının tek başına yeterli olmayacağını başka kriterlerin de olduğunu dip not olarak hatırlatalım. Seçim sonrası işlem hacmi yükselişleri, talebin ve borsaya ilginin arttığını göstermesi açısından ayrıca kayda değer bir durum.

Yüksek enflasyona karşı getiri arayışında hisse senetleri alternatif olarak geçerliliğini koruyor. Ancak daha seçici olunacağı kesin. Her hissenin prim yapacağı veya her borsaya gelenin kazanacağı bir sürecin yaşanması zor. Geçtiğimiz birkaç yıl öyle bir süreç oldu ama bundan sonrası için aynı kazançları beklemek fazlaca iyimserlik olacak.

YABANCILARIN TAVRI ÖNEMLİ

Yabancı yatırımcılar seçim öncesi gerek hisse senetleri gerekse tahvil bonoda satış tarafında göründüler ve temkinli yaklaştılar. 26 Mayıs ile biten haftada TCMB verilerine göre; Hisse senetlerinde yabancı satışları 378.7 milyon dolar olurken bu yılın en yüksek rakamına ulaştı. Yılbaşından bu yana satışları 1.5 milyar doları geçti. Hisse senetlerindeki yabancı payı seçim öncesi ve sonrası düşmeye devam ediyor. Cuma günü itibarıyla yüzde 27.43 seviyesine geriledi. 12 Mayıs’ta yüzde 30’un üzerini test etmişti. Yine 26 Mayıs haftasında; tahvil bonoda 1.6 milyon dolar alım söz konusu. Bankalar döviz mevduatı ile TCMB rezervlerinde düşüş görülürken, “Kur Korumalı Mevduat (KKM)” artışı ise devam etti. Önceki haftaya göre 100 milyar TL’lik artış ile 2.5 trilyon TL’ye ulaştı. Yabancı yatırımcı gibi yerli yatırımcı da bekleme modunda. Yerli yatırımcının tercihi ise daha çok KKM oldu. Bankalardaki 4 trilyon TL’lik döviz mevduatını da dikkate aldığımızda toplam mevduatın yaklaşık yüzde 65’i dövize endeksli gibi bir durum ortaya çıkıyor. Yeni ekonomi yönetimi ve politikalarıyla yerli ile yabancı yatırımcıların yeni rotalar çizmesi muhtemeldir. Özellikle TCMB faiz politikası ilk izlenecek parametrelerden biri olacak. Döviz, faiz, borsa, altın, gayrimenkul gibi alternatifler ekonomi politikalarıyla birlikte değerlendirilecek. Şimdilik bekle gör politikası geçerliliğini koruyor.

Borsada çıkış trend desteğinden güç alarak başlayan ralli sürüyor. İlk dirençler 5.200-5.250 seviyelerinde. Çıkışın devamı için 5.250 seviyesinin üzerinde kalınması gerekecek. Bu seviyelerde satış denemeleri görülebilir. Sonraki dirençler 5.500 ve 5.700 seviyelerinde bulunuyor. İlk destek 5.000 ve 4.800 noktalarında bulunuyor. Sonraki destekler ise 4.600-4.500 olarak görülüyor. Endekste direnç seviyelerinde kâr satışları görülse de çıkış hareketi gücünü koruyabilir.

Dış piyasaları baskı altında tutan ABD borç tavanı sorunu geçen hafta çözüldü ve yasalaştı. Piyasalar da rahat bir nefes aldı. Gerçi zor oldu ama borçlanma limitinin son aşamada arttırılacağı yönünde bir beklenti hep vardı. Diğer yandan ABD ve Avrupa Merkez Bankaları (Fed, ECB) faiz politikasına ilişkin tartışmalar da yakından izleniyor. ABD’den sonra Avrupa’da da enflasyonun düşüşünün ivme kazanması faiz politikaları açısından önemli. Gıda ve enerji fiyatlarındaki gerilemeler enflasyonu aşağıya çekiyor. Almanya’da TÜFE yüzde 6.1, Fransa’da yüzde 5.1’e çekildi. Hal böyle olunca faiz artırımlarının devamı konusundaki beklentiler zayıfladı. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde geçen haftaki açıklamasında, “çekirdek enflasyonun zirveyi gördüğüne ilişkin net bir kanıt olmadığını” söyleyerek faiz artışlarına devam sinyali verse de piyasalar bu açıklamaya duyarsız kaldı. Benzer görünüm Fed üyeleri için de geçerli. Bazı üyeler faiz artırımından yana görülürken bazıları faiz artırımlarının durması gerektiği görüşünde. Ancak enflasyon düşüşü önemli bir referans.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir