Tüketici haklarında geride kaldık
RÖPORTAJ: Yüksel ŞENGÜL
Tüketici Hakları Derneği Beşiktaş Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Çağlar Doğu Aras’ın asıl mesleği avukatlık. Üstelik şirketler hukuku alanında akademik olarak uzmanlaşmış ve aslında şirketlere danışmanlık veren bir hukukçu. 2010 yılında tüketici hukuku ile ilgilenmeye başlayan Aras, bir dönem de Beşiktaş Kaymakamlığı’nda İlçe Tüketici Hakem Heyeti Üyesi olarak görev yaptı. 2011 yılından bu yana Tüketici Hakları Derneği Beşiktaş Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapan Aras’la Türkiye’deki tüketici haklarını, yaşanan sorunları konuştuk.
– Tüketici haklarında hangi noktadayız?
Ne yazık ki Türkiye, bu konuda uluslararası kriterlere göre çok gerilerde bulunuyor. Gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşabilmemiz için çok çaba harcamamız gerekiyor.
– Ülkemizdeki tüketicilerin hakları yeterince korunabiliyor mu?
Tüketici hakları konusu, milyonlarca insanı ilgilendiren bir konu olduğu için devlet eliyle korunuyor olması çok önemlidir. Bunun sağlanması için gerekli yasal düzenlemelerin çıkarılması, mağduriyetlerin baştan engellenmesi için devlete büyük görevler düşüyor. Bugüne kadar yaygın konularda mahkemeler emsal kararlarla hukuka aykırılığı tespit etmesine rağmen, aynı durumdaki tüketicilerin tespit edilen mağduriyetleri devlet tarafından giderilemiyor.
KAÇAK ELEKTRİK HUKUKSUZLUK
– Mesela…
Mesela, elektrik faturalarındaki “kayıp kaçak bedeli” ödentileri önlenemiyor. Devletin tavrı maalesef “Yargıya başvuran alsın” şeklinde oluyor. Oysa yargı bir hukuksuzluğu tespit ettiği zaman devlet anında müdahale ederek, vatandaşın başvuru yapıp yapmadığına bakmaksızın tüm tüketicilerin mağduriyetini gidermek zorundadır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’ndeki bazı illerimizde kaçak elektrik kullanım oranı yüzde 90’lar civarında seyrediyor ve ortaya çok büyük bir kayıp çıkıyor. Bu kaybın sorumluları dağıtım şirketi ile devlettir. Bu zarar, -üzülerek ve utanarak söylüyorum- faturasını gününde ödeyen tüketiciye ödetiliyor. Eskiden faturalarda “kayıp kaçak bedeli”ydi, şimdi “dağıtım bedeli” olarak ödeniyor.
– İnanılmaz bir hukuksuzluk…
Bu konuda Türkiye’de yaşananlar, dünya çapında bir hukuksuzluk ve haksızlıktır.
– Size çok iş düşüyor…
Tüketici derneklerinin güçlü olması çok önemli. Gelişmiş ülkelerde bu tip sivil toplum örgütleri devlet tarafından finanse ediliyor ve ekonomik olarak çok güçlüler. Ülkemizde maalesef yeterli desteği görmüyoruz.
– Vatandaş haklarının farkında mı?
Devletin olaylara müdahale etmemesi ve vatandaşına sahip çıkmaması nedeniyle, kendi hakkını aramak isteyen tüketicinin açtığı dava sayısı olarak Türkiye dünya şampiyonu oldu. Vatandaş tüketici hakları konusunda oldukça duyarlı ve istekli.
– Bir tüketici alışverişte nelere dikkat etmelidir?
Öncelikle alışveriş çılgınlığından vazgeçmek gerekiyor. Tüketiciler satın aldıkları mal veya hizmet için mutlaka fatura ve garanti belgesi talep etmeli, lisanssız, ruhsatsız, izinsiz üretilen ürünlerden uzak durmalı. Bir ürün veya hizmetin fiyatı piyasadan daha ucuzsa o üründen ya da hizmetten uzak durmakta fayda vardır. Genellikle bu tip ürünler sahte çıkıyor ve daha sonra hakkınızı aramak isteyince muhatap bulamıyorsunuz. Sipariş usulü alınan ürünlere de dikkat etmek lazım.
En çok şikayet sahte ürünlere
– İstanbul’da tüketicilerin genel olarak şikayet ettikleri konuların başında neler geliyor?
İnternetten satın alınan ve sahte çıkan ürünlerle ilgili açılan dava sayısında inanılmaz bir yükseliş var. Ayrıca var olmayan otellere ve yazlıklara satılan devre tatil, paket tur konuları da uzun yıllardır ilk sıralarda yer alıyor. Botoks, lazer, estetik gibi güzellik sektörü mağdurlarının sayıları da küçümsenmeyecek kadar fazla.
Eti ‘yerli’ diye yiyoruz
– Son günlerde gündemi meşgul eden ithal et hakkında ne diyeceksiniz?
Hangi markete, kasaba, marketler zincirine sorsanız hepsi yerli et sattığını iddia ediyor. Tüketicilerin sağlıklı bilgi alabilmesi için devlet tarafından ithal olarak getirilen etlerin hangi firmalara verildiğinin açıklanması şart. Ancak devlet bu konuda kesinlikle bilgi vermiyor. Hepimiz satın aldığımız etlerin ne olduğunu bilmeden ve yerli üretim sanarak yiyoruz. Bu durum, tüketicilerin satın aldığı ürün hakkında doğru bilgilendirilme hakkına aykırılık oluşturuyor.