Fed etkisi zayıflıyor

Piyasalarda son Fed toplantısının ardından dalgalanma yaşandı. Ancak sonrasında dış piyasalarda Fed etkisi zayıflamaya başladı. Piyasaların destek bulduğu noktalar, mevcut para politikasının bir süre daha devam edeceği beklentisi ve küresel ekonomideki toparlanmanın sürmesiydi. Dışarısı tekrar iyimserliği yakalamaya çalışırken, içeride temkinli görünüm sürüyor.

İşte Hürriyet gazetesi yazarı Zeynel Balcı’nın bu haftaki yazısı…

Dış piyasalarda ABD Merkez Bankası (Fed) etkisi zayıflamaya başladı. Son Fed toplantısının ardından yapılan açıklamalar erken parasal sıkılaştırma olasılığı yönünde algılanmış ve piyasalar üzerinde dalgalanmaya neden olmuştu. Ancak piyasalar bu defa mevcut para politikasının bir süre daha korunacağı beklentileriyle küresel ekonomideki güçlü toparlanmanın sürüyor olmasından destek buldu. ABD ve Almanya başta olmak üzere dış borsalarda kısa bir kâr satış sürecinin ardından çıkış hareketleri devam etti. Yakından izlenen ve referans olarak görülen ABD 10 yıllık bono faiz oranı düşüş sonrası yükselişe geçti ve tekrar % 1.50 seviyesinin üzerine çıktı. Altın fiyatı (ons dolar) yükselen faizle baskı altında kalmaya devam ederken petrol fiyatı önümüzdeki hafta OPEC toplantısı öncesi ekonomideki aktiviteye bağlı talep etkisiyle yükselişini sürdürdü. ABD doları ise son günlerde stabil ve denge bulma çabasında. (Dolar Endeksi 91.00-92.00 bandında) Piyasalardaki volatiliteyi gösteren VIX Endeksi (korku endeksi) Fed toplantısı sonrası yükselmişti, tekrar geri çekildi ve toplantı öncesi seviyelerinin de altına çekildi.

Buna karşılık iç piyasalar ise cuma günü itibariyle dışarıdan tekrar olumsuz ayrışma gösterdi. Borsa İstanbul’da satış, döviz kurlarında yükseliş vardı. Borsa İstanbul bir süredir zayıf hacimli bir seyir izlemekle birlikte direnç seviyelerini geçmekte zorlanmıştı. Bir bakıma “çıkamayan borsa düşer” anlayışı benimsendi. ABD 10 yıllık bono faiz oranındaki yükseliş gelişen ülke piyasaları ve aynı ligde yer alan Türkiye için istenmeyen bir görünüm. Gelişen ülkelerden Meksika Merkez Bankası geçen hafta faiz oranını 25 baz puan artırarak % 4.25’e çekti.

Bu durum Fed’in olası para politikası değişikliğine karşı atılmış bir adım olarak görülebilir. Son gelişmeler TCMB’nin 14 Temmuz toplantısında faiz indirim olasılığı zayıflatan bir durum. ABD’de tahvil faizi yükselip gelişen ülke piyasalarında faiz arttırım hamleleri gelirken ve iç piyasalarda döviz kurları yükselirken faiz indirimi çok zor görünüyor. Bu açıdan haziran enflasyon verileri de önemli olacak. Dış piyasalar tekrar iyimserliği yakalamaya çalışırken iç piyasalarda temkinli görünüm sürüyor.

FARKLI SESLER GELİYOR

Piyasalarda şu sıralarda herkes Fed yetkililerinden gelecek mesajlara kulak kabartmış durumda. Ancak bazen birbiriyle çelişen mesajlar da gelmiyor değil. Başkan Powell ile birlikte bir çok bölge başkanı var. Ayrıca eski bir Fed Başkanı olan ABD Hazine Bakanı Yellen’ın açıklamaları da önemli tabi ki. Powell, ekonomideki gelişmelere göre para politikasını ayarlamaktan yana ve değişime açık mesajlar veriyor. Diğer yandan Hazine Bakanı Yellen gibi enflasyondaki yükselişi geçici görenlerden. New York Fed Başkanı John Williams, ABD ekonomisinin hala maksimum istihdamdan uzak olduğu ve faiz oranlarını değiştirme zamanının gelmediği görüşünde. Dallas Fed Başkanı Robert Kaplan, “Varlık alımını azaltmanın erken başlayacağını öngörüyorum” dedi. Boston Fed Başkanı Eric Rosengren, “Uzun süreli çok düşük faiz oranları insanları risk almaya teşvik ediyor. Bazı piyasalarda görülen ev fiyatlarındaki artış, son konut krizinin yükselişi ve çöküşü sırasındaki artışa benziyor ancak bu model bu sefer mutlaka tekrarlanmayabilir” dedi. Bir bakıma 2008 mortgage hatırlatması gibi. Farklı görüşler de olsa hepsi aslında piyasayı bir politika değişikliğine hazırlama amacına hizmet ediyor. Bundan sonra Fed bir politika değişikliğine gitse de sürpriz olmayacak. Aynı şekilde belki uzun bir süre daha mevcut politikayı korusa da tabi ki. Ama Fed niyetini belli etti. Doğrusu da bu sanki. Piyasadaki kurum ve oyunculara pozisyonlarını ayarlamaları için uyarısını yapmış oldu. Gerisi artık piyasaya kalmış. Herkes kendi öngörüsü ve konumuna göre gardını alacak.

FİYAT KAZANÇ ORANLARI DÜŞÜK

Piyasalarda şu sıralarda herkes Fed yetkililerinden gelecek mesajlara kulak kabartmış durumda. Ancak bazen birbiriyle çelişen mesajlar da gelmiyor değil. Başkan Powell ile birlikte bir çok bölge başkanı var. Ayrıca eski bir Fed Başkanı olan ABD Hazine Bakanı Yellen’ın açıklamaları da önemli tabi ki. Powell, ekonomideki gelişmelere göre para politikasını ayarlamaktan yana ve değişime açık mesajlar veriyor. Diğer yandan Hazine Bakanı Yellen gibi enflasyondaki yükselişi geçici görenlerden. New York Fed Başkanı John Williams, ABD ekonomisinin hala maksimum istihdamdan uzak olduğu ve faiz oranlarını değiştirme zamanının gelmediği görüşünde. Dallas Fed Başkanı Robert Kaplan, “Varlık alımını azaltmanın erken başlayacağını öngörüyorum” dedi. Boston Fed Başkanı Eric Rosengren, “Uzun süreli çok düşük faiz oranları insanları risk almaya teşvik ediyor. Bazı piyasalarda görülen ev fiyatlarındaki artış, son konut krizinin yükselişi ve çöküşü sırasındaki artışa benziyor ancak bu model bu sefer mutlaka tekrarlanmayabilir” dedi. Bir bakıma 2008 mortgage hatırlatması gibi. Farklı görüşler de olsa hepsi aslında piyasayı bir politika değişikliğine hazırlama amacına hizmet ediyor. Bundan sonra Fed bir politika değişikliğine gitse de sürpriz olmayacak. Aynı şekilde belki uzun bir süre daha mevcut politikayı korusa da tabi ki. Ama Fed niyetini belli etti. Doğrusu da bu sanki. Piyasadaki kurum ve oyunculara pozisyonlarını ayarlamaları için uyarısını yapmış oldu. Gerisi artık piyasaya kalmış. Herkes kendi öngörüsü ve konumuna göre gardını alacak.

FİYAT KAZANÇ ORANLARI DÜŞÜK

Borsa İstanbul’un ucuz mu, pahalı mı veya primli, primsiz tartışmaları hep yapıla gelmiştir. Bu dönem bu tartışmalar yine var. Borsa İstanbul’un, bilanço değerlemede çok kullanılan finansal oranlardan biri olan fiyat kazanç oranı bakımından ucuz olduğunu söylemek mümkün. Tabi ki değerlemede kullanılan başka yöntem ve oranlar da mevcut. Onlara da bakmak gerekir. Bazı önemli banka ve holding hisseleri 3-4 gibi fiyat kazanç oranlarında işlem görüyor. Bu durum uzun vadeli yatırımcılar tarafından değerlendirile-bilecek bir konu olsa gerek. Ayrıca TL bazlı olmazsa da dolar bazlı grafiklerde Borsa İstanbul’un primsiz olduğu görülüyor. Bu noktada eski borsacıların “ucuz etin yahnisi yavan olur” sözüne atıfta bulunmak yerinde olacak. Ancak bu aşamada primsiz ve ucuz olmasının yükseliş için yeterli olmadığını görüyoruz. Piyasa fiyatlamalarında, borsanın kendi iç dinamikleri dışında başka parametre-lerin, iç ekonomik gündem ve küresel piyasa-ların değerlendirilmesi gerektiğini bir kere daha gösteriyor.

ÇİN’LE YAPILAN SWAP ANLAŞMASI

TCMB tarafından açıklanan 18 haziran haftasına ait yurtdışı yerleşiklerin hisse senetleri ve tahvil bono verilerinde toplamda 6.8 milyon dolarlık bir çıkış görüldü. Bu durum yabancı yatırımcıların Fed toplantısı sonrası Türkiye’de ciddi bir hamle yapmadıklarını, kararsız veya beklemede kaldıklarını gösteriyor. Borsa İstanbul’da pay bazında yabancı takası yüzde 43 seviyesinin biraz üzerinde. 26 Mayıs tarihinde yüzde 41.84 seviyesindeydi. Yine aynı hafta TCMB verilerine göre, bankalardaki yabancı para mevduatında gerileme, TCMB brüt rezervinde ise yükseliş görüldü. Yabancı para mevduatı, 18 Haziran 2021 haftasında 225.9 milyar dolar olarak açıklandı. Bir önceki hafta 228.4 milyar dolar seviyelerindeydi. TCMB brüt rezervleri, 18 Haziran 2021 haftasında 97.3 milyar dolar iken bir önceki hafta 94.8 milyar dolardı. Bankalardaki yabancı para mevduatında parite ve rezerv artışında ise Çin ile yapılan swap işleminin etkisini veya katkısını dikkate almak yerinde olacak. TCMB kaynaklı açıklamalarda 4 ülke merkez bankasıyla swap görüşmelerinin sürdüğü açıklanmıştı. Bu açıklama ve verilerin döviz kurları üzerinde düşüş yönünde bir etkisi olmaması kayda değer bir durum. Diğer dikkat çekici taraf ise ABD doları dış piyasalarda yatay seyir izlerken dolar/TL kurundaki yükseliş.

BORSADA TEPKİ ZAYIF KALDI

Borsada tepki çıkışı direnç seviyelerinde satışla karşılaştı. Geri çekilmelerde ilk destekler 1.390-1.380 seviyelerinde bulunuyor. 1.380 trend desteği olması açısından önemli. Bu seviyenin üzerinde tepki alım denemeleri görülebilir. 1.380 seviyesinin altında ise düşüşün devamıyla sonraki destek noktaları 1.360-1.340 ve 1.310 seviyelerinde bulunuyor. Yukarı yönlü hareketlenmelerde ilk direnç ise 1.420 seviyesinde. Tepki çıkışının devamı için ilk aşamada bu seviyenin geçilmesi gerekecek. Bu durumda 1.450-1.470 sonraki direnç seviyeleri olarak görülüyor. Endekste destek noktalarında tepki alım denemeleri görülse de zayıf görünüm sürüyor.

DOLAR/TL KURU TEKRAR ZİRVELERDE

Dolar/TL kurunda kısa bir kâr satış sürecinin ardından çıkış hareketi devam ediyor. İlk destekler 8.70-8.66 seviyelerinde bulunurken sonraki destek 8.60 seviyesinde. İlk direnç ise 8.80 seviyesinde bulunuyor. Bu seviyelerde kâr satış denemeleri görülebilir. Bu seviyenin üzerinde çıkışın devamıyla sonraki direnç noktaları 8.90 ve 9.00 seviyelerin-de. Kâr satış denemelerine rağmen çıkış trendi korunuyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir