4.9 trilyon lirayı betona gömdük

AKP iktidarlarının 15 yıllık döneminde 4 trilyon 902 milyar liralık inşaat yatırımı yapıldığı ortaya çıktı. Bu devasa tutar, yurtdışından borç alınan dövizlerin önemli bir bölümünün Türkiye ekonomisini sağlıklı büyütecek alanlara yatırılmak yerine adeta betona gömüldüğüne işaret ediyor. AKP’nin gayrimenkul rantını tepelere çıkaran ekonomik modeli eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından da sonradan fark edilmiş, ancak Babacan sorunu düzeltemeden görevden alınmıştı.

FABRİKA YERİNE BETON

Rantın teşvik edilmesi yüzünden başta İstanbul ve Ankara olmak üzere 2003 yılından itibaren Türkiye’de hızla lüks gökdelenler yükselmeye, bir biri ardına alışveriş merkezleri (AVM) ülke geneline yayılmaya başladı. Bu inşaatları konut, yol, köprü, tünel gibi devasa yatırımların inşaatları izledi. Ancak milyarlarca doları bulan devasa inşaat yatırımları için gereken kaynak çoğunlukla yurtdışından dövizle borçlanılarak temin edilirken, ekonominin tüm dengeleri de alt üst oldu.

Döviz bolluğunun yaşandığı 2008 yılına kadar yurtdışından adeta akan yabancı sermayenin fabrikalar yerine betona harcanması, alınan dış borçların geri ödemesini riske soktu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) milli gelir hesapları üzerinden yapılan hesaplamalara göre, 2003 yılından 2017 yılına kadar geçen 15 yıllık dönemde inşaata yapılan toplam yatırım tutarı 2017 yılı fiyatlarıyla 4.9 trilyon dolara ulaştı. Bu yatırımın 1 trilyon 418 milyar lirası 2003-2008, 3 trilyon 484 milyar lirası ise 2009-2017 yılları arasında gerçekleştirildi. Sadece 2017’de inşaata yapılan harcama 535 milyar liraya ulaştı.

2003 yılında inşaat yatırımlarının toplam milli gelir içerisindeki payı yüzde 10.4 seviyesinde bulunuyordu. Ancak inşaat vergi ve benzeri yöntemlerle gayrimenkul yatırımları teşvik edilince bu oran 2017’nin sonunda yüzde 17.23’e kadar çıktı. AKP’nin inşaata olan desteği, inşaatın toplam yatırımlar içindeki payına da yansıdı. 2003-2008 döneminde yaklaşık yüzde 50 civarında tahmin edilen inşaat yatırımlarının toplam yatırımlar içindeki payı 2009-2017 döneminde ortalama yüzde 54’e, 2017’nin sonunda ise yüzde 57’ye ulaştı.

KRİZİN NEDENİ İNŞAAT

Uzmanlara göre, ekonominin içinde bulunduğu döviz sıkıntısı ve cari açık riskinin temelinde kaynakların betona gömülmesi yatıyor, SÖZCÜ’ye konuşan bir uzman, “İnşaat yatırımlarının milli gelir içindeki payı yüzde 17’ye kadar çıkarmak yerine yüzde 10’lar düzeyinde tutulmuş olsaydı, bu kaynaklar üretim ve istihdam sağlayan fabrikalara harcanmış olsaydı ne işsizlik ne de cari açık sorunu bu kadar yüksek olmazdı” dedi.

basliksiz-1

Konuta yatırımla ekonomi büyümez

Bir fabrika kurmakla konut yapmanın ekonomiye etkisinin birinci yıl aynı olduğunu belirten Uzmanlar, “Ancak ilerleyen yıllarda fabrika üretim ve istihdamla ekonomiyi büyütürken konut gelecek yıllarda ekonomiye yeterli katkı yapmaz. Türkiye’nin inşaata yatırım yapması, bir KOBİ’nin eskimiş makinesini yenileyip üretime devam etmek yerine, bankadan kredi alıp evine mobilya alması gibi bir şey. Üstelik bu dışarıdan alınan borçla yapılıyor. Öyle olunca da cari açık artıyor, dış borçların ödenmesi zorlaşıyor” değerlendirmesi yaptı.

Asya ülkeleri de böyle krize girdi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve eski Hazine Müsteşarı Faik Öztrak, AKP’nin reel ekonomi yerine kaynakları betona yatırmasını eleştirdi. Öztrak, “Trilyonlarca liralık kaynağın inşaat yatırımlarına gitmesi ekonomiyi büyük bir çıkmaza soktu. Çünkü bu inşaatları ülke olarak dışarıdan borçlanarak yapıyoruz. İhracat yoluyla dış borcu ödeyecek yatırımlara yönelmek yerine parayı AVM, yol, köprü, apartmanlara akıtınca aldığınız dış borçları ödemekte zorlanıyorsunuz. Aynı şey Asya krizinde yaşandı. Asya ülkeleri büyük rant getirdiği için paraları gayrimenkule yatırdı, sonra krize girdiler” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir