Rapor değil icraat dönemi

TİSK’in başkanlık koltuğuna oturan 39 yaşındaki Özgür Burak Akkol, doğrudan çalışana, üye olan işverenlere dokunan faydalı çalışmalar yapmaları gerektiğini vurgulayarak “Dernek-vakıf-sendikacılık dünyasında çok rapor var, çok tavsiye, çok sunum… Kimsenin daha çok rapora ihtiyacı yok, herkesin uygulamaya ihtiyacı var. Reçeteler gizli değil, önemli olan uygulamada” diye konuştu.

Hürriyet gazetesinden Hacer Boyacıoğlu’nun haberine göre; Türkiyeİşveren Sendikaları Konfederasyonu’nda (TİSK) geçen haftalarda sessiz sedasız bir değişim yaşandı. Çalışma hayatında işverenlerin temsilcisi, 57 yıllık konfederasyonun başkanlığına aynı zamanda Koç Topluluğu İnsan Kaynakları Direktörü olan 39 yaşındaki Özgür Burak Akkol getirildi. Akkol yeni dönemi, “Dünya değişiyor, bizim de değişmemiz lazım. Çalışanın ve işverenin aynı anda faydalandığı birçok uygulama var, sendikalarımız ve devletimiz ile birlikte bunları hayata geçirmeye çalışacağız” diyerek anlattı.

SIRRI ÇOK ÇALIŞMAK VE İYİ EKİP

Nisan 2014’ten bu yana Koç Holding İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yapan Akkol, aynı zamanda Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nda (MESS), MESS Eğitim Vakfı’nda, Koç Holding Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı’nda, Koç Topluluğu Spor Kulübü’nde yönetim kurulu başkanlıkları ile İşkur’da yönetim kurulu üyeliği görevlerini yürütüyor. Akkol bu kadar farklı görevde bulunmasının yarattığı zaman baskısını ise “ilginç taktiklerle” çözdüğünü belirtiyor. Akkol’un çözümleri arasında, “hafta sonları da çalışılması, akşamları yürüyüşlü toplantılar yapılması, uçak seyahatlerinin okuyarak geçirilmesi ve çevik yönetim prensipleriyle iş çıktılarının sürekli gözlemlenmesi” bulunuyor. Akkol “Aslında işin özü zaman yönetimi ve iyi bir takım kurmakta, ayrıca kişiler arasındaki paylaşımı artırmakta. Müşterinizin görüşlerini dinler, anlar, ayrıca iyi bir takım kurarsanız ve takım birbiriyle olmaktan keyif almaya başlarsa bazı şeyler otomatikleşiyor” diyor. Koşuşturmalar arasındaki boş vakitlerinde neler yaptığı sorusuna ise Akkol “Futbol ve basketbolun ikisini de lisanslı oynadım, halen de büyük zevk alıyorum, ayrıca koşu ve yürüyüşü severim” yanıtını veriyor.

BİR GECEDE ÖZEL SİGORTA

Akkol TİSK’te yeni dönemi ise şöyle anlatıyor: “TİSK çok köklü bir organizasyon. Çok kuvvetli bir yönetim ekibi var. Ülkenin tarihinde de çok güzel şeyler yapmış, diğer bir yandan da dünya değişmiş, Türkiye değişiyor. Bizim de buna hızlıca adapte olmamız lazım. İkincisi doğrudan çalışana dokunan, doğrudan üye olan işverenlere dokunan faydalı çalışmalar yapmalıyız. Dernek-vakıf-sendikacılık dünyasında çok rapor var, çok tavsiye, çok sunum… Kimsenin daha çok rapora ihtiyacı yok, herkesin uygulamaya ihtiyacı var. Reçeteler gizli değil, önemli olan uygulamada. Bizim kurumsal sosyal sorumlulukta çok güçlü bir iki tane projemizin olması lazım. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nda (MESS) da benzer bir süreç yaşıyoruz. Geçen yıl toplu sözleşmede 130 bin çalışanı özel sağlık sigortasına geçirdik. Büyük bir ihale yaptık ve maliyetlerde tasarruf sağladık, tüm maliyeti de sendika olarak biz üstlendik. 130 bin çalışma arkadaşımız bir anda özel sağlık sigortalı hale geldi. Bu çalışanlara dokunan bir uygulama, aynı zamanda işverenler de memnun. İşveren sendikasının direkt olarak çalışanın ve ailesinin faydasına olacak bir maliyete gönüllü olması, camiada çok alışılagelmiş bir durum değil. Çalışan, işveren, kamu bunlar çok birbirinden ayrılan şeyler de değil. İşçiye dokunan ve lehine olan şeyler uzun vadede işverenin de lehine olabilir, ülkemizin de faydasınadır. Kamu, işçi, işveren üçlüsünden bir zinciri ihmal ederseniz olmaz.

TEKNOLOJİ MERKEZİ KURUYORUZ

Üçüncüsü ise bugünü garanti altına alırken geleceğe hazırlanabilmek. Bugünün şartlarında çok iyi üretim hatlarına, işin ehli çalışanlara, geniş bir müşteri portföyüne sahip olabilirsiniz ama oyunun kuralı değiştiğinde bunların hepsi bir anda tersine dönebilir. Endüstri 4.0 ile oyunun kuralları değişiyor ve kartlar yeniden dağıtılıyor. İşte biz de buna hazır olabilmek için, işverenlerimizi dijital çağa hazırlayabilmek, çalışanlarımızın dijital okuryazarlığını artırabilmek, geleceğin teknolojilerini ülkemize getirebilmek için MESS olarak bir teknoloji merkezi kuruyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu yeni vizyonumuzun bilinir hale gelerek yaygınlaşması ve camia tarafından sahiplenilmesi için çalışacağız.”

GENÇLERE ODAKLANALIM

– TİSK Başkanı Akkol öncelikli konulardan birinin de gençler olacağını kaydederek şunları söylüyor: “Ülkemizde 15-24 yaş arasında 13 milyon gencimiz var. Bu sayı birçok Avrupa ülkesinin toplam nüfusundan fazla. Bizim bu potansiyeli kullanabilmemiz için gençlerimizi oyuna daha fazla ve daha erken sokmamız lazım. Bana da bundan 10 sene önce Koç Topluluğu’nda genç yaşta sorumluluklar verildi. Ben de bu borcu organizasyonumuza ve ülkemize ödemeyi çok istiyorum. Aslında yaş konusu sanayi devriminden sonra çok değişmiş. Tarihe baktığınızda Fatih Sultan Mehmet’ten Napolyon’a, bilim adamlarından girişimcilere kadar birçok kişi 20’li yaşlarda dünyayı değiştirmiş. Günümüz dünyasında üniversiteden mezun olup üzerine yüksek lisans yaptığınızda yaşınız 25 oluyor. Organizasyonların, bilhassa sivil toplum kuruluşlarının gençleşmeye ihtiyacı var. Gençlerin de kendilerine verilen şansı iyi kullanması, tecrübeden istifade etmesi, aynı zamanda cesaretli şekilde icraat yapmaktan da çekinmemesi lazım.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir